Bir ilacın herhangi bir endikasyon için kullanılıyor olması sadece ilacın türü ile ilişkili değildir. Diğer bir değişle bir ilacın kanser ya da kemoterapi ilacı diyebilmemiz için onun aynı zamanda bu hastalıklarda kullanımıyla aydı dozlarda kullanıyor olmanız gerekir.
Romatizmal Hastalıklar Genel Bilgi
Romatizmal hastalıkların genel olarak beslenme şekliyle ilişkisi yoktur. Bunun üç istisnası vardır. Bunlardan bir tanesi inflamatuar barsak hastalıkları gibi gastrointestinal sistemi de tutan otoimmün ya da otoinflamatuar hastalıkların varlığında dikkat edilmesi gereken durumlardır.
Önce bir terminolojiye bakmak lazım aslında kalıtsal deyince tamamen bir geçiş anlaşılıyor. Kalıtsallıkla yatkınlık arasında çok büyük fark var. Bu ikisi birbirinin yerine çok kullanılmakta. Romatizmal hastalıkların çoğunda gerçekten bir genetik yatkınlık vardır.
Bu çok sık sorulan bir soru tabi romatizmal hastalıklar aslında eklem rahatsızlığı gibi algılanıyor, ancak bu hastalıklar genel olarak bağışıklık sistemi hastalıklarıdır. Dolayısıyla bu tip hastalıklarda tek bir etken yok. Çevresel faktörler, hormonal dengeler, mikrobiata gibi pek çok unsur var.
Eklem romatizması, romatizmal hastalıklar içerisinde önemli bir alt grubu oluşturuyor. Aslında romatizma deyince genellikle normal bir hastanın aklına sadece eklemleri ilgilendiren bir hastalık gelir. Ancak romatizmal hastalıklar oldukça geniş.
Romatizma, tek bir hastalığın ismi değildir. Eklemleri ve diğer organları etkileyen on-on bir farklı hastalığa romatizmal hastalıklar denir. Bu hastalıkların her birinin tedavisi diğerinden farklılık gösterebilir.
Romatizmal hastalıklar büyük bir grup dolayısıyla birbirinden çok farklı klinik bulgularla gelebilirler. En sık gördüğümüz klinik başlangıç şekilleri, genellikle hastaların bize başvuru şekli eklem ağrısı, sabahları kalktığında eklemlerini rahat kullanamama, tutukluk olarak ifade ettikleri yakınmalardır.
Romatizmal hastalıklarda kullanılan ilaçlar çok kabaca iki grupta ayırabiliriz. Bunlardan bir grubu hedefe yönelik tedaviler olan modifiye edici ilaçlarda bu gruptadır. İkinci grup ilaçlar ise daha çok hastanın konforuna, eklem şikayetlerine yönelik verdiğimiz ilaçlardır. Kortikosteroidler bu grup ilaçlardandır dolayısıyla da bu grup ilaçlar hedefe yönelik veya tedavi edici özelliği daha az olan ilaçlardır.
Doktorunuza sorunlarınızı sormaktan kaçınmayın ve utanmayın. Sorularınız unutmamak için önceden bir listesini yapın. Hastalığınızla ilgili hissettiklerinizi ve duygularınızı doktorunuzla paylaşın.
Aft ülser anlamına gelmektedir. Oral aft ağız mukoza ülseri demektir. Ağız içinde yanaklar, damak, dişetleri, dil üzerinde oluşabilen ülserlerdir. Değişik boyut ve sayıda olabilirler. Genelde etrafı kızarık derin olmayan ülserlerdir.