Böbrek biyopsisi çok küçük miktarda böbrek dokusu alınması anlamına gelir. Alınan örnek patoloji laboratuarında mikroskop altında incelenir. Böbrek biyopsisi, idrarda kan ve/veya protein varlığında, böbrek fonksiyonlarının diğer tanı yöntemleri ile açıklanamayan bozukluğunda ve bazen de böbrek nakli sonrasında nakledilen böbreğin değerlendirilmesi amacıyla yapılır.
Sistemik Lupus Eritematozus (SLE)
Lupus, otoimmun hastalık olarak bilinen bir savunma sistem bozukluğu tipidir. Otoimmun hastalıkta savunma sistemi (bağışıklık sistemi) vücudun kendi sağlıklı hücrelerine ve dokularına zarar verir. Bu da iltihaba ve çeşitli vücut dokularının zararına neden olur. Lupus eklemler, deri, böbrekler, kalp, akciğerler, kan damarları ve beyni de içeren vücudun birçok bölgesini tutabilir.
Antifosfolipid sendromunun belirgin hematolojik bulguları, trombositopeni, hemolitik anemi ve nadiren kanamadır. Trombositopeni, antifosfolipid sendromlu hastaların yaygın görülen klinik bulgularındandır.
Sistemik lupus eritematozus (SLE), cilt, kas-iskelet sistemi, kan, santral sinir sistemi ve böbrekler gibi çok değişik organ sistemlerini tutabilen inflamatuvar bir hastalıktır. SLE hastalığının en önemli bulgularından biri de böbrek tutulumudur. SLE’de böbrek tutulumuna lupus nefriti denir.
Sistemik sklerozun daha nadir olarak görülen bu formunda, tipik sklerodermanın ayırt edici özelliği olan deri sertleşmesi olmadan, yalnızca iç organ tutulumu görülebilmektedir. Cilt tutulumu olmamasına rağmen tipik sistemik sklerozda olduğu gibi akciğer, kalp, yemek borusu ve bağırsaklar hedef organlardır.
Katastrofik antifosfolipid sendromu, antifosfolipid sendromlu hastaların küçük bir yüzdesinde yaygın trombotik yani pıhtılaşma ile giden ve birden fazla organın yetmezliği ile sonuçlanan durumdur.