Gut artriti nasıl tedavi edilir?

Gut hastalığı çok şiddetli eklem ağrısı ile seyreden ataklara yol açar. Bu nedenle gut atağı ile gelen hastada ilk tedavi hedefi ağrıyı yatıştırmak ve hastayı erken dönemde rahatlatmaktır. Akut gut atağı tedavisinde anti-inflamatuvar ilaçlar ilk tercih edilmesi gereken ilaçlardır. Bu ilaçlar farklı isimlerle piyasada mevcuttur. Genelde ağrı kesici olarak da bilinmelerine rağmen gut hastalığında ihtihabı dindirmede de faydalıdırlar. Ancak bu ilaçların mide ağrısı, bazen mide kanaması gibi yan etkileri olabileceği unutulmamalıdır. Basit ağrı kesici olan parasetamol gut atağında tercih edilmez. Uzun süredir anti-gut olarak bilinen kolşisin de gut ataklarında kullanılabilir. Ancak bu ilaç gut atağını baskılamak için yüksek dozda kullanılmalıdır. Bu dozlar da yan etki riskini artırır. Bu nedenle kolşisin akut atak tedavisinde eskiden olduğu kadar sık tercih edilmemektedir. Ancak anti-inflamatuvar ilaçların örneğin mide şikayetleri veya böbrek fonksiyon bozukluğu gibi nedenlerle kullanılamadığı durumlarda kolşisin atak tedavisinde de kullanılabilir. Kortikosteroidler, yani kortizon, gut atağını baskılamakta çok etkili olabilir. Ancak yan etkileri nedeniyle atak sonlandıktan sonra kesilmelidir. Ayrıca kortizon sadece ağızdan değil, kalçadan, damardan veya doğrudan eklem içine de uygulanabilir. Tedavi ile atak çoğu hastada günler içinde yatışır.
Atak dindikten sonra tedavi hedefi atağın tekrarlamasına engel olmaktır. Bunun için kolşisine birkaç ay daha devam edilebilir. Ancak gut hastalığında esas tedavi, hastalığa neden olan yüksek ürik asit düzeyini normale indirmektir. Ürik asit düzeyini düşürmek, sadece nüksleri önlemek için değil, dokularda ürik asit birikimini önlemek için de gereklidir. Ürik asiti düşürmeksizin atakların oluşmasını sadece kolşisin ile baskılamaya çalışmak doğru ve çoğu zaman yeterli değildir. Ayrıca bu yaklaşım, atakların daha hafif veya daha seyrek olmasına neden olabilir, öte yandan kanda yüksek düzeylerde bulunan ürik asit dokularda birikmeye devam ederek tofüs isimli nodüler yapılara dönüşebilir ve dokularda hasara yol açabilir. Ürik asit düzeyini düşürmek için öncelikle ürik asidi yükselten nedenler ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Bunun için pürinden fakir diyet yapılmalı, fazla kilo varsa verilmeli, alkol alımı ve idrar söktürücü gibi kan ürik asit değerlerini yüksekten ilaçların kullanımı sonlandırılmalıdır. Bu tedbirler yeterli olmaz ise ürik asit düşürücü ilaçlar verilmelidir. Ancak ürik asit değerlerindeki ani değişiklikler atağı tetikleyebilir. Örneğin fazla miktarda et veya alkol tüketimi ürik asit değerini artırarak atağı tetikleyebilir. Öte yandan ürik asit düşürücü ilaçlar yeni başlandıklarında, ürik asit düzeyinde ani düşmelere ve atağın başlamasına neden olabilir. Bu nedenle ürik asit düşürücü ilaçlar atak bittikten birkaç hafta sonra verilmeli, beraberinde kolşisin de kullanılmalıdır. Ayrıca küçük dozlarda başlanarak kademeli olarak tam doza çıkılmalıdırlar. Hedef ürik asit düzeyini sürekli olarak 6 mg/dL altında tutmaktır. Ama eğer tofüs varsa hedef ürik asit düzeyi 5 mg/dL altı olmalıdır. Kan ürik asit düzeyinin sürekli 5 mg/dL altında kalması sağlanabilir ise yıllar içinde tofüsler küçülebilir, hatta tamamen kaybolabilir.
Ürik asit düzeyini düşüren ilaçlardan ülkemizde sadece allopürinol mevcuttur. Allopürinol, ürik asitin yapılmasına engel olur. Allopürinol, gut tedavisinde atak sonlandıktan sonra başlanmalı, düşük dozda başlanmalı ve ideal dozda düzenli olarak kullanılmalıdır. Tedavinin aksatılması kan ürik asit değerinin ani yükselmesine ve atağın başlamasına neden olabilir. Sık yapılan bir hata bu ilacın sadece ataklar sırasında kullanılmasıdır. Tekrar etmek gerekirse, allopürinol tedavisi gut atağının olmasını engelleyen önleyici bir tedavidir, atak sırasında yeri yoktur. Allopürinol yan etkisi sık olan bir ilaçtır. En sık yan etkisi ise alerjik reaksiyonlar, cilt döküntüleridir. Böyle bir durumda ilaç kesilmelidir. Bazı hastalarda küçük dozlarda alıştırarak tekrar verilebilir, ama bu yöntem çok tercih edilmemektedir. Allopürinolün diğer yan etkileri arasında kan sayımında veya karaciğer testlerinde bozulmalar sayılabilir. Allopürinol, ciddi ilaç etkileşimleri olabilecek bir ilaçtır. Bunlar arasında kan sulandırıcı olan kumadin ve bazı romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan azatioprin sayılabilir. Bu ilaçların bir arada kullanıldığı kişilerde ciddi yan etkiler gelişebilir. Bu nedenle allopürinol başlanacak olan hastaların kullandığı diğer ilaçlar da öğrenilmeli ve muhtemel etkileşimler açısından tedbir alınmalıdır. Yan etkiler nedeniyle allopürinolü kullanamayan hastalara, febuksostat isimli bir başka ürik asit yapımını azaltan ilaç verilebilir. Febuksostat henüz ülkemizde bulunmamaktadır, ancak eczacılar birliği kanalı ile yurt dışından getirtilebilir. Uygun tedavi ile gut hastalığını tamamen kontrol altına almak mümkündür.

Bu podcast serilerinde romatizmal hastalıklar ile ilgili aklınıza takılan farklı ve güncel soruların cevaplarını bulacaksınız.
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu ve Prof. Dr. Mine Özmen "Romatizma Hastalarında Ruhsal Tepkiler & Sorunlar ve Tedavi Yaklaşımları" hakkında sohbet ediyor.
Benzer videolar
İlginizi çekebilecek başlıklar
GutGut tedavisiRomatizmal Hastalıklar
Açık açık romatizma tanıtım