Ankilozan spondilitin seyrinde diğer bazı romatizmal hastalıkların aksine akciğerlerin kendisinin etkilenme ihtimali oldukça düşüktür. Hastaların yaklaşık %1’inde ve çok uzun süreli hastalıkta akciğerlerin üst kesimlerinde fibroz dediğimiz sertleşme görülmekle birlikte klinik önemi açık değildir. Bununla birlikte hastalığın ilerleyen dönemlerinde kaburgaların; arkada omurga ve önde sternum dediğimiz göğüs kemiği ile birleşme bölgelerinde iltihaplanma ve hatta sertleşme görülebilmektedir. Normal nefes alma esnasında kaburgalar yukarı-aşağı ve yanlara doğru hareket ederler. Akciğerler normal olmasına karşın göğüs kafesindeki bu tip etkilenme, göğüs boşluğunda yetersiz genişleme ve akciğer kapasitesinde azalmaya yol açabilir. Çoğu kez başlangıçta diyafragma dediğimiz, göğüs ve karın boşlukları arasındaki kas, hareketleri ile akciğerin genişlemesine katkıda bulunabilir. Bu nedenle özellikle erken dönemde yapılacak solunum egzersizleri, kaburgaların ve göğüs kafesinin hareketliliğinin sürdürülmesinde yardımcı olabilir.
Ankilozan spondilitli hastalarda yukarıda bahsedilen tutulum ile kasların yapışma yerlerindeki iltihaplanma göğüs kafesinde ağrıya neden olur. Bu ağrının, angina olarak bildiğimiz kalp damar sertliğine bağlı ortaya çıkan ağrı ile karışabileceği de akılda tutulmalıdır.