Ankilozan spondilit öncelikli olarak omurga ve eklemlerde iltihaba neden olan müzmin bir hastalıktır. Hastalığın nasıl geliştiği tam olarak aydınlatılamamıştır. Ancak hastalığın oluşumunda genetik faktörlerin önemli bir rolü vardır.
HLA-B27 geni ankilozan spondilitteki genetik yatkınlıktan en fazla sorumlu olan genetik faktördür. Ancak, bu geni taşıdığı halde kişi ankilozan spondilit olmayabilir veya aksine bu geni taşımadığı halde hastada ankilozan spondilit gelişebilir. Çünkü HLA-B27 ankilozan spondilitteki tüm genetik yatkınlığın ancak %20 ila %30’unu oluşturur. Burada başka genetik veya çevresel faktörlerin rolü olabileceği düşünülmektedir.
Genel olarak bir toplumdaki HLA-B27 geni pozitifliği ne kadar fazla ise ankilozan spondilitin görülme sıklığı da o kadar fazladır denebilir.
Ülkemizde sağlıklı toplumda HLA-B27 pozitifliği %7 iken ankilozan spondilit görülme sıklığı ise yaklaşık %0.5 düzeyindedir.
Burada bilinmesi gereken en önemli nokta HLA-B27’nin ankilozan spondilit gelişmesi açısından bir genetik risk oluşturduğudur. Şöyle ki; anne, baba ve kardeşler gibi birinci derece akrabalarında ankilozan spondilit öyküsü olan ve HLA-B27 negatif saptanan kişilerde ankilozan spondilit gelişme riski %1 ila %5 iken, bu oran HLA-B27 pozitif olanlarda yaklaşık 4 kat artmakta ve risk %15 ila %20’ye yükselmektedir.
Bilinmesi gereken diğer bir nokta ise HLA-B27’nin tek başına tanısal bir test olmadığıdır. HLA-B27, hastalık açısından şüphe uyandıran belirti ve bulguların varlığında tanıya yardımcı bir test olarak kullanılır.
…
Daha fazla bilgi için diğer HLA-B27 sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.