Ankilozan spondilitte tanı nasıl konur?

Hastanın hikayesinde anlattığı şikayetlerin özellikleri ve fizik muayene bulguları ile AS tanısından şüphe edilir ve tanı laboratuvar testleri ve radyolojik incelemeler ile kesinleştirilir. Fakat unutmamak gerekir ki bu testlerin de sınırlılıkları vardır.

Hikayede en önemli yakınma kronik, yani 3 aydan uzun süren sırt ve bel ağrısıdır. Ağrı genellikle 35 yaşından önce başlar; gece yatarken ve sabahları ağrı daha kötüdür. Ağrı ve tutukluk hareket etmekle hafifler, istirahatle artar. Halk arasında ağrı kesici diye bilinen nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlara iyi yanıt verir. Çevre eklemlerde ağrı ve şişlik, topuk ağrısı, gözde kızarıklıkla giden üveit atakları, sedef hastalığı veya yaşanan barsak rahatsızlıkları AS’ye eşlik eden klinik bulgular olarak karşımıza çıkabilir. Ailede AS veya ilişkili bir hastalığın olması tanı için önemli bi rip ucu olabilir.
Fizik Muayene sırasında , bel/boyun sırt bölgesinde, kalçaların arka kısmında ve eklemlerde bastırmakla ve hareketle ağrı olup olmadığı kontrol edilir; ayrıca hareketlerde kısıtlılık olup olmadığı araştırılır. Hastalarda ilk zamanlarda ağrı, ilerleyen dönemlerde ise yapısal hasar nedeniyle boyun hareketlerinde, bel hareketlerinde ve kalça eklemlerinde hareket kısıtlılığı gelişebilir.
Tanı için Radyolojik incelemeler yapılması gerekir. Leğen kemiği ve kuyruk sokumu kemiği arasındaki sakroiliyak eklemlerde veya omurgada görülen kemik değişiklikleri görmek için pelvis ve omurganın röntgen grafileri istenir. Bu incelemelerin sonuçları AS tanısını destekleyebilir veya koydurabilirse de hastalığın ilk yıllarında çoğu hastada radyografiler normaldir. Bu nedenle röntgenlerde bir bulgu yok fakat AS için şüphe yüksekse sakroilyak eklemlerin manyetik rezonans (MR) incelemesi istenebilir. MR’da sakroilyak eklem komşuluğunda görülen kemik iliği ödemi ile erken tanı konabilir. Ancak bilmek gerekir ki MR ile sakroiliit saptanan tüm hastalarda ileride mutlaka AS gelişmeyebilir ve bazı hastalarda MR ile bile sakroiliit saptanmayabilir. Bazı durumlarda, sakroilyak eklemlerin BT ile incelemesi de erken tanı konusunda yardımcı olabilir.
Laboratuvar incelemeleri
AS tanısı için en önemli kan testi HLA-B27’dir. Ancak tanı koymak veya dışlamak için bu test tek başına yeterli değildir. Hastada inflamatuvar romatizmal bir süreç olduğu yönünde ipucu verebilecek eritrosit sedimentasyon hızı (kısaca sedim) veya CRP gibi testler de istenebilir. Ancak AS’li hastaların yaklaşık yarısında bu testler normal bulunur.
Sonuç olarak; AS tanısı öykü ve fizik muayeneden elde edilen bilgiler ile laboratuvar sonuçları ve özellikle radyolojik incelemeler birlikte değerlendirilerek konur.

Bu podcast serilerinde romatizmal hastalıklar ile ilgili aklınıza takılan farklı ve güncel soruların cevaplarını bulacaksınız.
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu ve Prof. Dr. Mine Özmen "Romatizma Hastalarında Ruhsal Tepkiler & Sorunlar ve Tedavi Yaklaşımları" hakkında sohbet ediyor.
Açık açık romatizma tanıtım