Anti-TNF tedaviler olarak da adlandırılan biyolojik ilaç tedavileri başlıca ankilozan spondilit ve romatoid artrit olmak üzere iltihaplı romatizmal hastalıkların tedavisinde bir devrim niteliği taşımaktadır. Hastalık bulguları üzerine oldukça etkin olan bu ilaçların kullanımı esnasında çeşitli yan etkiler bildirilmektedir. Biyolojik ilaçların bağışıklık sistemini baskılayıcı etkileri virüs, bakteri ve mantarlar enfeksiyonlarına eğilim yaratmaktadır. Uygun tedavi edilmemiş tüberküloz veya diğer adıyla verem hastalığı olan kişilerde bu ilaç tedavilerinin kullanılması hastalık alevlenmesine yol açabilir. Benzer şekilde sarılık hastalığına neden olan hepatit B virüsü taşıyıcılarında anti-TNF tedavilerin uygulanması virüsü aktif hale getirebilir.
Biyolojik ilaçların kullanımı ile ilişkili olan önemli bir başka konu da bu ilaçların tümör gelişimi ile olan ilişkileridir. Bu durum oldukça nadir olarak rapor edilse de özellikle lenf bezi tümörleri ve cilt kanserlerinin biyolojik ilaç kullanımına bağlı olarak arttığı öne sürülmektedir.
İleri kalp yetmezliği olan kişilerde bu ilacın kullanılması kalp yetmezliğinin derecesini arttırıp hastalığın kontrolünü güçleştirebilir. Bazı hastalarda anti-TNF ilaçlara bağlı çeşitli şiddetlerde alerjik reaksiyon gelişimleri bildirilmiştir. İlacın uygulama bölgesinde uygulamaya bağlı olarak cilt enfeksiyonu ve alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir.
Bu tedavileri kullanan bazı hastalarda uyuşukluk, karıncalanma, kol ve bacaklarda güçsüzlük, baş dönmesi veya görme ile ilişkili çeşitli bulgular rapor edilmiştir.
Anti-TNF tedavi kullanan hastalar herhangi bir ateş mevcudiyetinde ilaç kullanımına olay aydınlatılana dek ara vermeleri ve herhangi başka olası bir yan etki durumunda kendilerini takip eden hekimi bilgilendirmeleri gereklidir.