Avasküler nekroz, kemiği besleyen kan damarlarında kan akımının azalması ve duraklaması sonucu, beslenemeyen bölgedeki canlı dokunun ölmesidir. Avasküler nekroz özel bir hastalık değildir. Yani kan akımında duraklama ve azalmaya neden olan birçok klinik durumun yarattığı bir sonuçtur. Dolayısıyla bizler, Avasküler nekroz gördüğümüzde tedaviye başlamanın yanı sıra, sebebini anlamaya yönelik de araştırmalar yaparız.
Şöyle ki, altta yatan bir kan hastalığı, romatizmal hastalık, ilaç kullanımı, yoğun alkol alınması gibi bir durum sonucunda, kemiğin kanlanması-beslenmesi bozulabilir. Kolaylaştırıcı durumları sorgular ve sistemik hastalıkların araştırmasına başlarız. En sık avasküler nekroza, kalça kemiğinde rastlanır. İkinci sıklıkta ise dizde görülür. Özellikle küçük eklemlerde görülen avasküler nekrozlarda kan hastalıklarını ve diğer sistemik hastalıkları öncelikle araştırmak gerekir.
Öncelikle 4-6 hafta kadar etkilenen eklem üzerine basılmasını yasaklıyoruz. Hastaya mutlaka baston ya da koltuk değneği kullanmasını ve asla ağırlığını vermemesini öneriyoruz. Ağrının giderilmesi için ağrı kesici tedaviler kullanılması mutlaka gereklidir. Beraberinde özellikle son yıllarda diz eklemindeki avasküler nekrozlarda hiperbarik oksijen tedavisinde başarılı sonuçlar alınmakta. Kalça kemiğindeki avasküler nekrozlarda ise eğer alan küçükse denenebilir. Geniş bir alanda ise yeterli sonuç vermez.
Avasküler nekrozun geniş olduğu ve ağrının şiddetli olduğu durumlarda ve kemiği koruyabilmek için çoğu kez cerrahi girişim gerekir. Özellikle kalçada ölü dokunun ortasına doğru bir kanal açılarak basınç azaltılabilir. Yeterli olmadığı ve ilerleyici durumlarda greftleme yapılabilir. Eğer eklem yüzeyi ve eklem tamamen bozulmuşsa protez takılması kaçınılmaz olur.