Churg Strauss hastalığının klinik bulguları nelerdir? Nasıl tedavi edilir?

Churg Strauss Sendromu, orta yaşlarda daha sık olmak üzere hemen her yaşta görülebilen, nedeni bilinmeyen, küçük ve orta çaplı damarların iltihabına bağlı olarak gelişen, kronik seyirli bir hastalıktır. Kalıtsal hastalıklar arasında sayılmamakla birlikte, genetik olarak hastalığa yatkın bireyler söz konusudur. Genetik yatkınlık zemininde veya tespit edilebilen bir genetik yatkınlık olmaksızın, astım ve/veya alerjik burun akıntısı ve tıkanıklığı hikayesi olan bireylerde, kimi zaman çevresel tetikleyici etkenlerin katkısıyla ortaya çıkar. Astım tedavisinde kullanılan bir ilaç grubu hastalık gelişiminde suçlanmakla beraber, bu kesinlik kazanmamıştır. Hastalık, bağışıklık sisteminin, vücudun çeşitli doku ve iç organlarını yabancı gibi algılayarak, bu doku ve organları hedef alan iltihabi reaksiyon başlatması ile ortaya çıkar. Astım-alerji öyküsü olan bireyde astımın şiddetlenmesi beraberinde hastalığa özgün bulguları olan bir zatürree tablosunun gelişmesi şüphe uyandıran önemli bulgulardır. Bazı hastalarda CSS bulgularının ortaya çıkmasından önce astım iyileşebilmektedir. CSS’de, deri, göz, kol-bacak sinirleri, üst solunum yolları, kalp, sindirim sistemi ve daha nadir olarak böbreklerde iltihap bulguları ortaya çıkabilir. Hastalık şiddetine göre, ateş, kilo kaybı gibi belirtiler de görülebilir. Sistemik damar iltihabının ortaya çıkışı ile böbrek, kalp, akciğer, sinir sistemi, sindirim sistemi, üreme sistemi gibi vücudun tüm doku ve organlarında iltihap bulguları gelişebilir. Hastalığın şiddeti, hangi doku ve organın hangi şiddette tutulduğuna bağlıdır. Hastalığın erken tanısı, tedavisi ve düzenli takibi büyük önem taşır. Tedavisi, bağışıklık sisteminin farklı mekanizmalarla baskılayan ilaçlarla yapılır. Tedavinin temel hedefi, iltihabın akciğer, kol-bacak sinirleri ve kalp gibi doku ve iç organlarda kalıcı hasara yol açmasını engelleyebilmektir. İlaç tedavisi, hastanın yaşı, kilosu ve hastalık bulguları (örneğin böbrek veya kalp yetersizliğinin olup olmaması) dikkate alınarak, doz ayarlamaları yapılarak uzun yıllar sürdürülür. Hastalık bulgularının, bazen tedavi altında bile alevlenebileceği akılda tutulmalıdır. Bu tür durumlarda, tedavi yeniden gözden geçirilir.  İlaç dozlarında arttırma veya ilaç değişiklikleri yapılabilir. Standart ilaç tedavilerine dirençli hastalarda, son yıllarda, bağışıklık sisteminin belirli hücrelerini hedef alan, yüksek teknoloji ürünü biyolojik ilaçlar ile başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Bununla birlikte, hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi seçeneği halen mevcut değildir. Hayat boyu süren bu hastalık ve kullanılan ilaçlar yaşam kalitesini çeşitli derecelerde etkileyebilmektedir. Hastalığın, konusunda uzman hekimlerce, güncel tedavi uygulamaları ve yakın takibi ile hastalık seyri her zaman daha yüz güldürücü olmaktadır.

Bu podcast serilerinde romatizmal hastalıklar ile ilgili aklınıza takılan farklı ve güncel soruların cevaplarını bulacaksınız.
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu ve Prof. Dr. Mine Özmen "Romatizma Hastalarında Ruhsal Tepkiler & Sorunlar ve Tedavi Yaklaşımları" hakkında sohbet ediyor.
Benzer videolar
Açık açık romatizma tanıtım