Sistemik lupus eritematozus hastalığının klinik bulguları nelerdir?

Kısaca Lupus olarak adlandırılan Sistemik Lupus Eritematozus, nedeni bilinmeyen cilt, eklem, böbrek ve seröz zarlar gibi birçok doku ve organ tutulumuna bağlı klinik belirtilere yol açan ve bağışıklık sisteminin bozuk çalışması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalarda ateş, halsizlik, yorgunluk gibi yapısal belirtiler oldukça sıktır. Tutulan organlara göre hastalığın şiddeti hastadan hastaya değişir.

Lupusda deri ve mukoza tutulumu en sık saptanan yakınmalardandır ve hastaların %85’inde görülür. Potansiyel olarak her türlü deri döküntüsü olabilir, ancak hastalığa özgü olanlar malar raş, diskoid raş ve subakut kutaneöz lupus döküntüsüdür. Hastaların %50-60’ında fotosensitivite denilen ışığa karşı hassasiyet bulunur. Güneş ışınları ile deri yakınmaları artabilir ve hatta hastalık alevlenebilir. Bazen ağız ya da burun içinde ağrısız ülserler saptanabilir.

Eklem ağrısı, kas ağrısı ve artrit lupusda en sık başvuru yakınmalarıdır. Artrit bulguları Romatoid artrite benzer, fakat farklı olarak deformite ve şekil bozukluğuna yol açmaz. Diğer sık bulgulardan biri de seröz zarların tutulumudur ve bazen ilk başvuru yakınması olabilir. Plevra, perikard veya nadiren periton tutulumu olabilir.

Böbrek SLE için en önemli hedef organlardan biridir. Klinik olarak %50 olguda saptanırken, otopsi çalışmalarında tüm SLE olgularında böbrekte tutulum saptanmıştır. Klinik olarak hafif proteinüriden ağır nefrotik sendrom ya da akut böbrek yetersizliğine kadar değişebilen bir tablo görülebilir. En önemli ölüm nedenlerinden biridir. Lupusda morbidite ve mortaliteyi etkileyen diğer bir önemli durum, SSS tutulumudur. Hafif bir baş ağrısından ağır inme tablosuna kadar değişen bir spektrumda karşımıza çıkabilir veya bazen de hastalık bazı psikotik tablolarla karşımıza çıkabilir.

Hastaların %50’sinde gastrointestinal sisteme ait bulgular saptanır ve en sık iştahsızlık, bulantı ve  kusma görülür. Bu bulgular peritonite, mezanter vaskülite veya ilaç tedavilerine bağlı olabilir. Hafif veya orta derecede dalak büyüklüğü hastaların %20’sinde saptanır. Klinik olarak hastalığın aktif olduğu dönemlerde, hastaların yarısında boyun, koltukaltı ve ingüinal bölgelerde LAP ortaya çıkabilir.

Bu podcast serilerinde romatizmal hastalıklar ile ilgili aklınıza takılan farklı ve güncel soruların cevaplarını bulacaksınız.
Prof. Dr. Timuçin Kaşifoğlu ve Prof. Dr. Mine Özmen "Romatizma Hastalarında Ruhsal Tepkiler & Sorunlar ve Tedavi Yaklaşımları" hakkında sohbet ediyor.
Açık açık romatizma tanıtım