SLE, yaygın, bütün dokuları etkileyen bir hastalıktır. Doğadaki canlılar, kendisinden olan ile olmayanı ayırt etme özelliği olan immün sisteme sahiptir. İmmün sistem kendisine zarar verecek yapıları tanıyarak onlara karşı vücudu korur. Kendinden olana tepki göstermez. SLE hastalarında immün sistem bozulmuştur. Hastalarda kendisine karşı tepki veren mekanizmalar devreye girer. Kan içerisinde bulunan hücreler de SLE’de etkilenen yapılardır. Kan hücreleri kemik iliğinde bulunan kök hücrelerden gelişir. 3 ana grup kan hücresi vardır. Lökositler vücudun savunmasını sağlayan asker görevini yerine getirmektedir. Lökositlere karşı gelişen antikorlar lökosit sayısını azaltarak enfeksiyon için risk teşkil edebilecek düşük seviyelere inebilir. Eritrositler kanın kırmızı kan hücreleridir. İçerisinde hemoglobin vardır. Hemoglobin oksijen taşınmasında gereklidir. Eritrositlere karşı gelişen antikorlar hücrelerin yıkılmasına neden olarak anemiye (kansızlığı) neden olmaktadır. Üçüncü ve son kan hücresi trombositlerdir. Trombositler kanın damar dışına çıkmasını önleyici mekanizmalarda rol oynamaktadır. Trombositlere karşı da antikorlar gelişebilir. Trombositlere karşı gelişen antikorlar bu hücrelerin yıkılmasına ve kandaki seviyelerinin düşmesine neden olur. Trombositlerin sayısının azalmasına trombositopeni denir. Trombositopeni ile gelen hastalar kanamalar ile gelirler. Kanamalar ciltte olabileceği gibi beyin ve iç organlarda da olabilir.