FMF hastalarının temel ilacı kolşisindir, kolşisin hem hastaların büyük çoğunluğunda atakları önlemekte hem de hastalarda amiloidoz adı verilen sistemik başka bir hastalığa gidişi engellemektedir.
Amiloidoz karşımıza öncelikle böbrek yetmezliği ile çıkmakta ve birçok vücut sistemini etkilemektedir. Amiloidozu engellediği net olarak kanıtlanmış tek ilaç kolşisindir. Hastalar hastalığının başından beri yeterli dozda kolşisin kullandığı takdirde amiloidoz gelişme oranı çok çok düşüktür. Oysa ilacını düzensiz kullanan, kullanmayan ya da tanısı geciken hastalarda bu risk artmaktadır.
Hastaların takip sıklığı her hastaya göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Örneğin böbrek problemi olan bir FMF hastası daha yakından takip edilmelidir, çünkü böbrek yetmezliği nedeniyle hem ek sorunların ortaya çıkma ihtimali fazladır hemde kullandığı ilacın yan etki gösterme ihtimali daha fazladır. Yine yeterli dozda kolşisin kullanmasına rağmen atakları ilaca tam cevap vermeyen FMF hastaları da yakından takip edilmeli ve ek tedaviler konusunda değerlendirilmelidir. Herhangi bir organ problemi olmayan, ek bir hastalığı olmayan, atakları kolşisin ile tam olarak iyileşen bir FMF hastasının çok sık takip edilmesine gerek yoktur. Başlangıçtaki takiplerinde hastalığının sakin seyrettiği anlaşıldıktan sonra 4-6 ay ara ile takibi yeterlidir.
Atakları kolşisin ile tamamen düzelen hastalarda bile herhangi bir dönemde amiloidoz gelişebileceği unutulmamalıdır. Ayrıca hastanın devamlı kolşisin kullanıyor olmasından dolayı da ilaç yan etkisinin izlenmesi gerekir. Hasta Romatoloji polikliniğine 4-6 ay ara ile geliyor olsa da önerilen sıklıkta ve önerilen kan tetkiklerini yaparak doktoruna bilgi vermeli ve ilaç yan etkisi değerlendirilmelidir. Sonuç olarak FMF’ te her hasta için standart bir takip şekli*süresi yoktur. Her hastanın ayrı ayrı değerlendirilmeli ve buna karar verilmelidir.
